19 Kasım 2008 Çarşamba

FARKLI BAKMAK


Yoğun geçen 2 günün ardından Brüksel'e döndüm. Ne yaptım ne ettim hemen iki satır da olsa yazayım istedim. Öncelikle yorumlarınızı keyifle takip ediyorum;haberiniz olsun.Ne kadar az zamanın kendime kaldığını biliyorsunuz artık. Ama size anlatacak birkaç hikayem yok değil..
CERN
Cenevre'de ilk gün Başbakanı otelin önünde karşıladık. Hoş bizim için yol kaldırımdan karşıya geçmek anlamına geldi (haha)Efendim aynı gün beni heyecanlandıran güzel bir gelişme oldu. Başbakan CERN (Avrupa Nükleer araştırmalar enstitüsü)'nü ziyaret etti.Tabi peşinden de biz!!Aylardır beni heyecanlandıran en ilginç konulardan biri bu ama maalesef bizi deney alanına almadılar!! Sadece 10 kişi ile sınırlı tutulan gezi sırasında biz yerin 100 metre üzerinde bekledik. Ancak yine de güzel olan orada çalışan Türk bilimadamlarımız ile tanışmak oldu.Orada staj yapmaya gelen Türk öğrencileri gördük.Kontrol merkezini gezdik.Daha çok bilmek, gezmek, sormak isterdim ama klasik bir Başbakan takibi şeklinde depar atarak başladı bitti.Bu arada ufak bir not: Başbakana en üst düzey güvenlik uygulandı. Önümüz arkamız eskortlar,düğün alayı gibi Cenevre sokaklarından ilerledik. Yolu kestikleri için biz çift şeritli yolda sol şeritten gittik!! Ben şahsen çok alışık olduğum için hiç sorgulamadım. Ama tüm elçilik çalışanları ve Türk gazeteciler bu uygulamanın İsviçre'de inanılmaz olduğunu savundular. hatta biri dedi ki 30 senedir Cenevrede çalışıyorum,böyle şey görmedim.Bir diğeri ise bir marketin önünde tek başına kendi halinde duran eski BM genel sekreteri Kofi Annan ile karşılaştığını ve gidip sohbet ettiğini anlatıyordu.Özetle Cenevre'nin sakin,düzenli hayatına renk kattık..:))
CENEVRE TURU
Başbakanı otele bıraktıktan sonra Cenevre'deki EBU binasına gidip görüntüleri geçtim.Sonra 2 saat bile olsa Cenevre'yi görmeye kararlıydım.Plan aşamasında konuya İHA muhabiri arkadaşım Sertaç da dahil oldu.Önce biraz yürüyüp şehir merkezine gittik. Cenevre 400 bin kişilik bir yermiş.Saat 20.00 olmasına rağmen sokaklar o kadar boş ki,gerçekten kavrayamıyorsunuz.. İstanbul gibi bir yerden gelince bana heryer acayip boş ve sakin geliyor.Cenevre'de heryer otel,saatçi ve banka,ama üzerlerinde (private banking ) yazıyor!! Sonra en komik etkinlik şu oldu. Dönüş yolunda Four Seasons otelinin önünden geçiyorduk. Otelin tam köşesinde barı var. Önünde son model arabalar.Dedik ki-yani 1 kadeh içki kaç para olabilir.. Meğer 1 yemek parasıymış!! Ama olsun. En azından insanları ,ortamı görmüş oldum. Ve samimiyetle söylüyorum ki İstanbul'u hiçbir yere değişmem arkadaşlar.
MEDENİYETLER İTTİFAKI KUBBESİ
Efendim ertesi sabah erkenden Birleşmiş Milletler'in cenevre'deki merkez binasına gittik..Zaten ziyaretin maksadı da medeniyetler ittifakı ve insan hakları salonunun açılışıydı. Biz de malum eşbaşkanı ülkelerden biri olunca,konu bizi de yakından ilgilendiriyordu.Tüm tören, konuşmalar bir tarafa,söyleyeceğim ben kubbeyi görünce pek bir içim ısınmadı.Ne yalan söyleyeyim.Damlataş mağarası gibi sarkık ve dikiklerden oluşan bir tavan düşünün,farklı materyallerden cisimler yırtılmış,delinmiş,hepsi tavanda..Ve değişik renklerde oldukları belli bu karmaşık cisimlerin sarkıkların üzerinin çamurla yıkandığını düşünün..Yani aralardan alttaki rengi ya görüyorsun ya görmüyorsun..Ana fikir ise şu..Tavana farklı noktalardan bakınca renkler farklı görünüyormuş.. Samimiyetle en fazla daha az çamurlu görünüyordur ya neyse. Ama medeniyetler ittifakının özünde farklı bakabilmek fikri yatıyor. Üzerlerini kaplayan çimento renkli bulamaç ise onları birarada tutan bir bütünlük bir deniz aslında. Yani güzel görünmüyor, sadece farklı cisimler,sarkıklar,dikikler bir bütünün içinde yer alıyor.Anlamak için birçok açıdan bakmakta fayda var.Yani düşününce kaç paragraf yazı çıkar.Özetle gerçekten 18 milyon dolar harcanan bir tavanın kubbesinde bu derece yenilikçi bir sanat yaklaşımı beklemiyorsunuz.Ben de dinlemesem anlamazdım.Adamlar anlattıkça şaşkın gözlerle saatlerce tavana baktım!! (haha)

2 yorum:

Adsız dedi ki...

bu medeniyetler ittifakı masalının salonu da ancak çamurdan olur zaten:P yoksa çamur değil de kurabiye mi? cadının tuzağı olmasın hehe...

Adsız dedi ki...

haha!!!
evet ama fotoda iyi gözüküyor belki de davulun sesi çamurun rengi uzaktan hoş gelir...

ittifak ettim sermayenin medeniyetine uymaya