17 Kasım 2008 Pazartesi

BARDAKSIZ HOTEL


Efendim;yeni bir koşturmanın başındayım..Size Cenevre'den yazıyorum.Cuma günü gideceğimiz belli oldu.yarın burada Birleşmiş milletler binasında bir salon açılışı var. Önce Devlet bakanı gelecek diye biliyorduk. Pazar sabahı acı acı çalan telefon yeni bir şeylerin habercisiydi. Meğer Başbakan da Amerika seyahati dönüşü törene katılacakmış. Malum Medeniyetler İttifakı projesinin mimarlarından ya.Bu sayede kendimizi erkenden burada bulduk..
ORGANİZASYON
Bulduk diyorum da,Pazar sabahı biletleri değiştirme ,kalacak ucuz ve mekana yakın yer bulma gibi tüm işler tabi yine benim yapacaklarım arasındaydı. Neyse bileti hallettikten sonra bu kez internetten otelleri sormaya başladım. Havalimanı otelleri dahil heryer doluydu ve bulduklarımda 450 isviçre frankı gibi absürd rakamlar söylediler. İş başa düştü,bu sefer (Bed and breakfast) oda kahvaltı yerleri taramaya başladım. Ve büyük bir şans eseri mekana çok yakın Kempinsky otelinin hemen karşısında bir otel buldum. Fiyatı da yövmiye standartını geçmiyor. Malum yurtdışı bürolarda konaklamayı ödemiyorlar..Bilmiyordunuz değil mi? Evet ben de buraya gelene kadar bilmiyordum. O yüzden konaklamalı gezilerde ekibin moralini yüksek tutmak için; hem uygun fiyatlı yer aramak ;hem işleri zamanında yetiştirmek gibi sorumluluklarım var.Neyse efendim; hakkaten otel merkezi bir yerde..
ASABİ RESEPSİYONİST
Dün konuştuğum kadın sabah 08 de kapıyı birinin açacağını söyledi. Nitekim burası bir binanın birinci katında bir büyük daire. Salonu mutfağı var ve sanırım 7 odaya bölmüşler. Aslında ev gibi. Ancak gel gör ki kapıyı açan hafif Asya melezi kısa boylu resepsiyonist ne zaman ki iş parayı ödemeye geldi tırnaklarını gösterdi. Dün konuştuğum kadın bana indirim yapacağını söylemişti. Bu ise açtı ağzını yumdu gözünü.-Olmaz; dünkünün indirim yapma yetkisi yok falan filan..Neyse ben akşam o kadını görüp bir kez daha konuşmadan parayı vermedim tabi.Sonra ne mi oldu? Sabah 08. Zaten 5 te yola çıkmışım. Bir kahve içmek istedim. Kadına kahve sordum. Ne oldu biliyor musunuz?Olmaz dedi.!! Kahve ,yarın sabah kahvaltıda var..!
BARDAKLAR SAYILI
Tabi pek algılayamadım. Diyorum ki asabi ya,gıcıklık mı yapıyor..En sevimli suratımla,kahvenin parasını vereceğim dedim. Bana dönüp şöyle dedi '' Burası küçük bir otel. Kahve kahvaltıda odaya servis yapılıyor. Başka verecek fazladan fincan yok.'' Nasıl? Bulduğum yere bakınız..Zaten numune bir yer bulmasam şaşarım. Senelerdir seyahat ederim hiç bunu duymamıştım.Öyle absürd geldi ki,içimden çok eğlendim.Tutamadım bir de üzerine '' Burası pek güzel bir yermiş '' dedim. Ama bir yandan da kadına bakıyorum. sabah asabisi ya,hani başka ne yapabilir diye.. ..Ama kahve içmem de lazım.Neyse efendim.. Özetle en yakın kafenin yerini öğrendim tabi.. O da baktı ki ben halen hiç sinirlenmedim,tekrar anlattı..Bardak sayısı odalara ancak yetiyormuş..Peki dedim..halen içimden bunu unutmayacağımı bilerek..
AKREDİTASYON
Sonra yarın ki tören için binbir yeri arayıp akredite olma çalışmaları ile uğraştım. migrostan fotokopi,postaneden faks çektim. bakalım haber verecekler.Sonra minik otele geri döndük.Şimdilik salonda oturup odanın boşalmasını bekliyoruz..Ama ortamı da biraz tarif edeyim..Çünkü aslında bayağı sevdim.Kocaman ceviz bir kütüphane,içinde ansiklopediler var. yanında beyaz bir şömine ve üzerinde altın varaklı bir ayna.Şöminenin yanında ceviz bir konsol üzerinde Limoge biblolar ve duvarda Degas'nın reprodüksiyon tabloları.. hani bir anda eski İstanbul evlerinden birindeyim gibi geldi. sanki misafirliğe gelmişim gibi..Biraz öyle tabi.. Umarım bu misafirlik sorunsuz geçer..Göreceğiz..
EK: Bunu ek yapıyorum..Çünkü hikaye güzelleşiyor..Şimdi Devlet bakanının danışmanını aradım. Öğleden sonra Başbakan ve Devlet bakanının programını sormak için. Danışman belli değil,havalimanından otele geçecekler dedi.. Nerede kalıyorlar dedim..Ne dese beğenirsiniz? Kempinsky..Bizim otelin tam karşısı !! Yani bir otel seçmişim tam seçmişim..Bardakları sayılı ama Başbakana komşu olduk..

2 yorum:

Adsız dedi ki...

HOHO!!

Sen bi tanesin.

(tabiî bunu kahveyi kafede içip kafayı topladıktan sonra söyleyebilirdim)

Kadın da şaşırmış bu pozitif doğulu tebessümlü yaklaşımı görünce ama zaten neden ki çırlamış sana?!! Sen oralıları seversin :) Bence o özünü yitirmiş kırma endonezyalıdır :):):)

5 dakika önce başbakanı gördüm abd'de son gün gezip dinlenmeye çıkmış iha kameramanına "-iha bizi bırakcan di mi?" diyordu... Kameramanda sonraki görüntüleri 50 metreden çekmiş... ben ne derdim acep??? Belli bi kafa dinleyelim diyo...

Şimdi de otele geldiğinde otelden ayrıldığında otelin karşısında mütemadiyen TRT TRT TRT

Muhterem "İMDAAAAT!!!" diyecek herhâlde :):):):)

Bir de merak ettim bardak versen kahve veriyorlar mı? Veya odada ısıtıcı vardır...

İyi çalışmalar....

Adsız dedi ki...

adsız kişi senin meriç olduğunu düşünerek takılacağım hazır ol: "tikkatli okumadın galiba daha odaya girememişler bile! salonda odanın boşaltılmasını beklediklerini yazıyordu didem arkadaşımız" hahahaha....
Sert esen rüzgarların hızında yaşıyorsun didemim... Bizler burada (gerçekleştirilen tadilat dolayısıyla) içinde sert rüzgarlar esen binada yaşam mücadelesi! verirken, sen cenevrelere gitmissin yahuu... Vallahi tadını çıkaracak fırsatlar yarat demek geliyor içimden eğer küfrediyorum sanmayacaksan:))) çok özledim kendine iyi bak.