27 Ekim 2008 Pazartesi

BİR ŞEHRE DAHİL OLMAK

Bir şehri nasıl severim diye düşündüğünüzde,yeni gelen biri olarak cevap basittir aslında..Evinizi kurmayı denersiniz..Geçen 3 ayda kendimle ilgili hiçbir adım atamadığım için;bu süreç de benim için yeni başlıyor..Pasaportumun üzerinde 8 gün içinde adresinizi bağlı bulunduğunuz belediyeye bildiriniz diye bir yazı vardı..gelir gelmez belediyeyi aradım..Dediler ki onun öyle yazdığına bakmayın;size ancak 1 ay sonrasına randevu verebiliriz. O gün tesadüfen uluslar arası bir konferans vardı.orada gördüğüm Türk gazetecilere sordum.İçlerinden biri dedi ki;hiç bekleme.Türk usulu sabahtan atla git. Yoksa bunlara kalsa işi çok yavaştan alıyorlar.Aynen uyguladım..Ertesi sabah erkenden belediyeye gittim. Direk yabancılar servisine gidip müdürü görmek istiyorum ;beni çağırdı görmem gerekiyor dedim.Buradakiler alışık değil tabi bu yöntemlere..Müdür gelince de;sakin sakin derdimi anlattım. İşin acele olduğunu tatlı dille anlatınca;kadın benim işlemleri hemen başlattı!! Ancak işlemler başlaması ile bitmiyor tabi.. Önce eve polis gelecekmiş. bakalım gerçekten o adreste yaşıyor muyum diye. Usul böyleymiş;görsünler diye posta kutusuna ve zile ismimi yazdım.Evde bulamazlarsa bir kağıt bırakıp belediyeye davet ediyorlarmış ve bu da 2 hafta falan alıyormuş.Her durumda bu konu bir zincirin başlangıç halkasıydı;bu sayede geçici basın kartı için bir ikametgah kağıdım oldu.

GEÇİCİ BASIN KARTI

Ertesi gün Dışişleri bakanlığı yabancılar servisine gittim. Aslında belediyeye gittiğim gün öğleden sonra gidebilirdim ama her şey malum randevuyla.İstanbul Başkonsolosluğuna verdiğim bütün belgeler kadının önündeydi.Dosyanın son durağı orasıymış demek ki.Neyse ilgili kadın bana 6 aylık geçici basın kartımı verdi. Burada kalma süremi basın kartının süresi belirliyormuş. Yani burada çalışma vizem basın kartım anlamına geliyor.Bu nedenle bu kartı belediyeye götüreceğim ki bana o süre için oturma hakkı verecekler.Hepsi birbirine bağlı diyorum ya;gerçekten öyle..Belediye bana oturma kağıdını verince bu kez basın enformasyona gidip 2 ya da 3 senelik kart için başvuruluyormuş..yani bir düzen içinde hareket ediyorlar ama bilginiz ve zamanınız olmalı..

EVİN İHTİYAÇLARI

Gelelim eve..Evin ihtiyaçlarını tamamlamak için haftasonu harekete geçtim.İlk etapta bir televizyon ve salon takımı almam gerekiyordu.Televizyon için Dolunay‘ların burada yaşayan bir arkadaşı yardım etti.Cumartesi günü bir toptan alışveriş mağazasından aldık.Ancak maalesef internet bağlatmadan televizyon izlenemiyormuş.Öylece kutusunda bekliyor.Hani diyorum ya bilgi ve zaman diye.Bende ikisi de olmayınca başımı aksiliklerden kurtaramıyorum.salon takımı için yapabileceğim tek hamle IKEA'ya gitmekti. Bu koşturma içinde iş çıkışları 2 kez gidip ölçü aldım,fiyat baktım.Pazar günü koşturarak gittim.Hemen sipariş verdim.Sıradan orta karar bir oturma takımı bir halı ve mutfak için ufak tefek ihtiyaçlar aldım. Kasaya geldim,kartımı cihaza koydum,ve cihaz yetersiz tutar dedi!! Nasıl olur? Aylardır bu ihtiyaçlarım için tututyorum o birikimi..Bir kez daha denedim..Yine aynı! ve kız demez mi,haftasonu başka harcama yaptıysanız limitiniz dolmuştur diye!! Düşünün dün televizyon aldım diye bugün alışveriş yapamıyorum. Kuyruktayım arkamda onlarca insan.Paranla rezil olmak buna denir! Ve kös kös herşeyi ama herşeyi bırakarak oradan ayrıldım.Aldığım koltuk da iptal oluyormuş,tekrar sipariş etmek gerekecekmiş..Gerçekten benim de sinirlerimin bir potansiyeli var.Herşey mi aksi gider bilmiyorum.Adeta pembe panterin yağmur bulutu ile geziyor gibiyim.Ama durun meğer günlük limitim bitmemiş..Meğer akşama beni başka süpriz bekliyormuş haberim yokmuş..

Hiç yorum yok: