24 Eylül 2009 Perşembe

ARABASIZ GUN-CAR FREE SUNDAY



Ülke 10 milyon ,kent 1 milyon olunca uluslararası haneye insan odaklı yazılacak ne varsa bu ülkede mevcut. Hani çöp ayrıştırmaya ,markete giderken torbanı yanında taşımaya,naylon torba kullanımını en aza indirmeye daha yeni yeni alışırken,buyurun karşımıza arabasız gün çıktı!! Senede bir Pazar günü arabaların kent merkezine girişleri yasak.Sadece ana güzergahlarda toplu taşım araçları çalışıyor.Hem de ücretsiz.Herkes bisikletleriyle ,patenleriyle ana caddelerde tur atıyor. Maksat benzin tüketimini 1 gün de olsa azaltmak ve çevre duyarlılığını geliştirmek.Güzel değil mi? bu vesileyle benim evin yanındaki büyük parktada panayır yeri kurulmuş.Barmenler koşusu varmış. Eşortmanları çekip soluğu parkta aldım.
LES CHARANTES
Efendim,barmenlerin koşusunun sponsoru Fransa'nın Les Charentes bölgesi çıktı. Bu sayede minik bir çadırın içinde benim de biraz olsun gastronomi kültürüm arttı. Önce konyaklardan başlayalım.Meğerse bu bölge kendi üzüm bağlarında ürettikleri yıllanmış konyaklarıyla meşhurmuş. Çadırın içinde yanyana standlarda onlarca küçük işletme konyaklarını pazarlıyordu. Bir hevesle gittim ama bana çok tatlı geldi. Porto şarabı benzeri daha çok tatlı ile yenebilecek türden bir lezzete sahiptiler.5 ve 12 yıllık arasında tercih ediyorsunuz.Alıp sonra çok tatlı diye içmeyeceğim için hiç girişimde bulunmadım.
LES HUITRES DE MARENNES OLÉRON
Gelelim yeni keşiflerime.Çadırın her iki başında yemek reyonları var. Kuyruğun ucu bucağı görünmeyince dikkatimi çekti. Meğer istiridye satıyorlarmış. hani filmlerde gördüğümüz bıçakla açıp içine limon sıkıp hüpletiyorlar ya. Aynen ondan !! bir düşündüm,zaman bu zamandır.Bir daha nerede yiyeceksin. Görsen alıp nasıl temizleyeceksin diye ,yaklaşık 30 saniyelik bir muhakemenin ardından sıraya girdim tabi!! tam yarım saat kuyrukta bekledim inanın. bekledikçe de,herhalde bu çok değerli. Acaba kaç tane alsam diye düşünüyorum. 3-6 ve 12 adet seçenekleri var. her gelen 12 tane alıyor. Sonra çok beğenirim az gelir diye düşünüp ben de 12 tane aldım.Efendim üzeri eciş bücüş kabuklu,bu deniz canlılarını ikiye bölerek size sunuyorlar. İç kısımları ise tertemiz.Önce üzerine birkaç damla limon sıkıp sonra midye içi gibi olan bölümü bıçakla kanırtıp ağzınıza atıyorsunuz.Doğruyu söyleyeyim mi? pek bana göre değil :(( Ne yalan söyleyeyim, biz midye dolmaya falan alışmışız herhalde. Bu pek bir taze, pek bir deniz canlısı geldi :)) yani 6 tanesi bile bana fazla geldi. Bir de 12 tane almışım.Hoş sonuçta hepsinin bitmesi 3 dakika falan sürüyor ama en azından yemedim demeyeceğim.meğer Les Charentes bölgesi dünyadaki en önemli istiridye ihracatçılarından biriymiş. İlgilenenler aşağıdaki sayfaya girip (VIDEOS)bölümünde (HUITRES MARENNES OLERON)bölümünü izleyebilir.
Kaynak:http://www.huitresmarennesoleron.info/FR/HMO-index.asp
LES ESCARGOTS
Malum istiridyeler pek karın doyurmayınca burnum çadırın diğer ucundan gelen kesif tereyağ kokusunu aldı. Acaba o tarafta ne vardı? Diğer uca ulaştığımda nisbeten daha az bir kuyrukla karşılaştım. İnsanlar fırından çıkan minik tepsilerde kürdanla bir şey yiyorlardı.Biraz yaklaşınca bunların tereyağında pişmiş salyangoz olduklarını gördüm. İşte bendeki düşünme süreci yine başladı. Bir yandan merak,bir yandan yesem mi yemesem mi durumları. Sonra karar verip sıraya girdim. Hiç bir beklentim olmadan tadına baktım.Doğruyu söyleyeyim mi? Ben gerçekten çok başarılı buldum. Belki diyorum beni tereyağ ve maydanoz iklisinin dayanılmaz cazibesi etkiledi ama samimiyetle,kalamar benzeri bir lezzeti var. Denedim,görmüş oldum.
POITOU CHARENTES
Efendim,bu Les Charentes bölgesi meğer ne bereketliymiş!! Anlaşılan bizim Sapanca Maşukiye benzeri bir kıvamda. Çadırın bir diğer köşesinde de bölgede üretilen keçi peynirleri satılıyordu. Bu bölge keçi peyniri konusunda hatırı sayılır bir yermiş. Ben de fırsatı kaçırmadım. Zaten burada beyaz peynir bulmak pek mümkün olmuyor. Bu coğrafyada kahvaltıda daha çok croissant , reçel ve kahve var.Buralarda peynir ,ya yemek sonrasında ve tatlı öncesi yeniyor ya da özel olarak şarapla tercih ediliyor.Aslında bir yerden keçi peynirine kendimi alıştırmayı hedefliyordum. Gün bu gündür diyerek keçi peyniri aldım.Bölgenin en önemli peyniri (Chabichou du Poitou). Gayet keskin ,biraz tulum peyniri kıvamında bir lezzet. Eve gelince internetten bölgedeki keçi peyniri çeşitlerine baktım. Bu peynir konusundaki araştırmalarım sürecektir efendim.
BARMEN YARIŞI
Günün sonunda barmenlerin yarışı da geldi çattı. Profesyonel barmenler kadar amatörler de yarışmadaydı. Ellerindeki tepsilerle parkı 3 kez dolaştılar.Sonuçta kazanandan çok, herşeye rağmen yarışı bırakmayan ve sonuncu olan yaşlı teyze alkışlandı.İzlemesi çok zevkliydi. :))

Hiç yorum yok: