27 Kasım 2008 Perşembe

EKRANDAKİ TANIDIK YÜZ

Dün işyerinde çok ilginç bir şey oldu..Bir yandan internete ;diğer yandan televizyonda haberlere bakıyordum.Yani gözüm bilgisayarda kulağım televizyonda.(Elim işte ;gözüm oynaşta !!)Euronews kanalı açıktı. hani nasıl aynı kaseti arabada 2 üç kez dinlemeye başlarsınız ve döndükçe kabak tadı verir,ben de bir süre sonra aynı adamın yarım saatte bir bağırtısını dinlemekten yoruldum..Bangkok havalimanında mahsur kalan bir Amerikalı turist karşısındaki kısa boylu Tay kadına bağırıp duruyordu..'' I want to go to Phuket!! Hayır ;adam ülkede iç savaş çıkacak aman memlekete döneyim demiyor da,nedense (!!) halen Phukete gideyim diye tutturmuş..Phukette ne varsa (haha!!) Neyse kanalı değiştirdim.

CANLI YAYIN

Çevirdiğim kanalda ise Hindistan'daki patlamalar birinci haberdi.Hatta bir bayan muhabirle canlı bağlantı vardı. İzlerken bir anda kadının çevresindeki kalabalık koruma çemberini daralttı ve muhabiri sıkıştırmaya başladı. Hem sinirli bir şekilde bağırıyor hem de kadına doğru hareket ediyorlardı. Yani kadın aralarında kaldı. Ama ilginç olan ve takdir ettiğim,önce biraz korktu ama sonra birden taktik değiştirdi. Kendisine doğru elini kolunu sallayan adama -Gel dedi.. Gel ne derdin varsa söyle.. Bu sefer adam şaşırdı. Kameraya doğru baktı. Kadına baktı.birşeyler dedi ama adamın ingilizcesi çok iyi değildi ve belli ki böyle bir teklif beklemiyordu.. Poker gibi,dişe diş oldu yani.. Sonra zaten hemen yayını kestiler.. Duygusal bir kalabalık muhabirimiz durum sakinleşince yeniden bağlanacak falan dediler.. Aslında kadın muhabir çok riskli bir iş yaptı ama bir yandan da belki ezilmekten kurtuldu..Yoruma açık..

EKRANDAKİ YÜZ

CNN stüdyoya dönünce ben de kafamı bilgisayara döndürdüm. Tekrar baktığımda birden durdum. Ekranda bir resim vardı ve ben onu bir yerden tanıyordum..Aynen şöyle düşündüm.. Bu adamı nereden tanıyorum? Brüksel'de çalışan CNN muhabiri mi? O zaman Hindistan'da işi ne? Hindistan'daki elin adamını ben nereden tanıyayım? Ama hiç yabancı değil..Derken alttaki ismine baktım.. Sajjad Karim-Avrupalı parlamenter yazıyordu..

KKTC SERGİSİ

Evet tanıyordum,hatta tanışmıştım bile..Bundan 10 gün kadar önce Avrupa parlamentosunda bir KKTc sergisi açılmıştı. Malum parlamentoda herhangi bir etkinlik yapmak için bir parlamenter bulup kendini davet ettirmek lazım. Bundan daha önce de bahsetmiştim.İşte bu Müslüman olan İngiliz Konservatif parti milletvekili de KKTC ye destek veriyor. Yani onun girişimiyle sergi Avrupa Parlamentosunda yer buldu. Özetle ben de gidip röportaj yapmıştım. Adam 10 gün sonra yine karşımdaydı ama bu kez son yılların en önemli terör saldırısının görgü tanığı olarak..Bir seminer için gittiği Hindistan Mumbai'de olayların arasında kalmıştı ve televizyona bağlantı yapıyordu..

TRT DENEMESİ

O an kafamı çevirip işime dönebilirdim ama yapamadım. Karnımda bir karıncalanma,o meşhur içten gelen dürtükleme hissi geldi buldu beni..Bir sonuç alır mıydım bilmiyorum ama bu durumu Ankara yayın ekibine haber vermem gerekiyordu. Eğer buradaki KKTC heyetinde cep telefonu varsa ,ki tahminim vardı,TRT de adamla röp yapabilirdi. Ankaraya sordum,bir dene dediler..Uğraştım ama gel gör ki maalesef KKTC heyetinde adamın cep telefonu çıkmadı. Sekreteri aracılığıyla iletişim kurmuşlar!! Bu da ayrı şaşılacak şey ya neyse.. Parlamentoyu aradım,bize mail atın, başvuruları kendisine soruyoruz dediler. Yani o işten de bir sonuç gelmeyeceği belliydi..Gelmedi..Ama en azından denemiş oldum.

SIX DEGREES OF SEPERATION

Sosyal psikolog Stanley Milgram'ın 1967 yılında ortaya attığı teoriye göre dünyadaki herkes birbirine 6 kişi uzaklıktadır. Dünyanın bir ucundaki bir insanın diğer uçta başka bir insana altı kişi aracılığıyla ulaşabileceğini söyleyen bir teori. Ve size ne diyeceğim.. Dün biran bunun gerçek olabileceğini hissettim.Nereden nereye değil mi? Diğer yanda yaşamın bilinmezliğini bir kez daha düşündüm. Yarın nerede ne olacağı belli değil.Yaşam kesişmeler ve teğet geçmelerden mi ibaret?Aslında beni biraz tedirgin ediyor ama aynı zamanda garip bir büyüsü var..Her an herşey değişebilir diyor cılız bir ses..Kimbilir..

1 yorum:

Adsız dedi ki...

EL-İŞ VE OYNAŞ:
İşte muhabirliğin güzel tarafı bu, başkasının zaman öldürmek için (en azından türkiye'de) yaptığı şeyleri yapıyorsun ve ne yaptığını soranlara iş yapıyorum diyosun... Hem de iyi para veriyorlar :)
Yeterki "işini" sev :):):)

Canlı yayındaki muhabirin yaptığı:
Emrah'ın deyişi ile "Eski bir hint numarasıdır" Tek sorun birinin çıkıp A-NA--AV-RAD düz gitmesidir ki adam belki öööle yaptı da kimse anlamadı "haha.."

Ekrandaki yüz:
Adamı tanıyorum selam veriyorum çıkarmaya çalışıyorum ama bir türlü bulamıyorum. Otel salonunda karşılaşmamak (-ki nasıl mümkün olacaksa) karşılaşmamk için kaçıyorum... En sonunda mütercimlerin ses kabinlerinin arkasına geçip kahvemi yudumlarken adam çıka geliyor!!!! Aman ALLAHIM şimdi ne yapacağım adını hatırlamıyorum nereden tanışıklığımız var bilmiyorum.!!
Ve adam nezaketle selam verip mütercim kabinlerine giriyor... MEĞER YILLARDIR ULUSLARARASI TOPLANTILARDA KARŞILAŞTIĞIM MÜTERCİMLERDEN BİRİYMİŞ...
Ama ne yapayım tanıya bilmem için kulaklık ve loş ışığa ihtiyacım varmış :(
Evet benimkiler de biraz bunamaktan oluyor :)