23 Ağustos 2008 Cumartesi

MICROWAVE YASAMLAR

Bu sehre geleli bir ay olmasına ragmen kaldığım dairedeki ocağı ilk kez bugün çalıştırdım..O da yeni aldığım çaydanlıkta su kaynatmak için..Yok hergece dışarıda da yemiyorum.Geldiğim günden beri bir iki sefer dışında neredeyse hep dairede yiyorum...Nedeni ise;halen hafif şüpheyle yaklaştığım malumunuz cihaz;mikrofırın..İster ısıtıyorsun;ister pişiriyorsun..Dakikalar içinde yemek sofrada..Şimdi pekçoğunuzun aman ne sağlıksız,aman kansorejen ışınlardan uzak dur;ne kadar lezzetsiz dediğini duyar gibiyim..Bu bir sağlık yazısı olmayacak..Sadece birkaç gözlemimi paylaşacağım..
YASAMIN CABUKLUGU YEMEGİN LEZZETİNİ ALIYOR
Herhangi bir markete gittiğinizde öncelikle sebze reyonunun fakirliği dikkatinizi çekiyor..Evet kabak ;patlıcan;fasulyeyi görüyorsunuz ama kasalardan yerlere dökülmüyor..Birçoğu ikili üçlü posetlerde donuk bir görüntüyle size bakıyor..Meyve reyonları daha alıştığımız gibi..Kirazları seçmek ya da limonu olmuş mu diye yoklamak ayrı bir zevk..Biz Akdenizliyiz..Yiyeceklerle aramıza başka birsey girsin istemeyiz..Gözümüze zengin görünsün diye etler tavuklar kiloyla satılır..Burada poşetlerde.. Salam ve sosisler için sokaklarda ayrı şarküteri dükkanları var. Marketlerdekiler ise yine poşetlerde..Burası Avrupa;herseye mesafeli yaklaşmak esas :) Sağlık ve hijyen için bence son derece mantıklı ama naçizane farkettiğim mesafe ruhunuzda yarattığı.. Dünyanızda herşey ambalajlı size sunuluyor..Belki çok daha sağlıklı ama buradakiler daha az dokunan insanlar gibi geldi bana....kimbilir
YUZLERCE SECENEK
Markette yol aldikca karsiniza ayrı bir reyon çıkıyor..dünyanın birçok mutfağından hazır yemekler var..Aklınıza ne gelirse önünüzde sıralanıyor.. Fransız mutfağı;Tayland yemekleri; Çin mutfağı; çorbalar;pilavlar;püreler..Diyorum ya aklınıza ne gelirse..Uluslararası yemek zincirinde maalesef Türk yemekleri yok. Ancak marketlerde ciddi bir Yunan mutfağı hegamonyası ile karşılaşıyorsunuz. Feta peynirleri;hellim peynirleri;erken mahsul zeytinler ve musakka raflarda yer alıyor.Türk mutfağı adına tek gördüklerim üçlü meze tabakları..(Türk-Yunan ve Lübnan mezeleri diye yapmışlar) Aslında kaldığım dairenin sokağındaki küçük marketlerde Türkiyeden pekçok ürün var ;zeytin ; pirinç ; çorba ;ayçekirdeği bile var.Ancak dikkatimi çeken büyük market zincirine girilmemiş olması..Belki yemek zenginliğimizi onlara tanıtmanın bir yolu vardır..Madem hersey hazır sunuluyor; nerede bizim yatırımcılar? Yunan musakka yazan kutunun yanında ali nazik;tas kebabı ya da su böreği neden olmasın?
YEMEK KÜLTÜRÜ
Yemek kültürdür; lezzetini sohbet verir. Birilerine yemek hazırlamanın tadı başkadır.Oysa burada gördüğüm mutfaktaki süreyi en aza indirmek Çeşit çok ama nasıl pişireceğim; içine hangi baharatı alayım diye bakınan pek yok.. Turşu kuran;mantı açan da bulmak kolay değil..Çünkü yemeklerin hepsi reyonlarda.Herşey hazır..Pişirmesi için kafa yormuyor;iki dakikasını alıyor.Olmadı hemen yanda kızarmış tavuk ve pişirilmiş yemekler sıralanıyor.. Kabak ogreten ; fırında patates;fırında mantar ilgisini cekmedi mi? O zaman bir yandaki suşi reyonuna göz gezdiriyor..Ya da haşlanmış ya da ayıklanmış deniz mahsüllerine.. özetle hersey önünüze serilmiş.. Ve size en cabuk sunulanı alıp çıkıyorsunuz.Burada gördüğüm az dokunan; satılanı sorgulamayan insanlar...Ben de öyle yapıyorum.En azından şimdilik böyle..
MUTFAK İNSANI
Mutfakta az vakit geçirmek yorgun olduğumda elbette beni mutlu ediyor.. Ancak kendi pişirdiğim yemeği yemenin tadı hiçbir yerde yok..Bizlerin evlerindeki mikrofırınlar daha çok pizza ısıtmak ve mısır patlatmaktan öteye geçmiyor..Mikrofırın kültürüyle burada tanıştım diyelim.Mutfakta ne derece az vakit harcandığıa bizzat kendimden tanık oldum..Gayet güzel birkaç yemek de keşfetmedim değil. Ancak ben bir zeytinyağlı canavarı ve mutfak insanıyım bunu anladım..Biran önce kendi yemeklerimi yapmayı bekliyorum.. Şimdilik mutfakta sadece IKEA dan aldığım çaydanlık ile su ısıtıyorum :)
IKEA
Son bir not..bu arada IKEA'ya gitmeyi keşfettim. Tek metroyle gidiliyor yaklaşık 20 dakika sürüyor. Sonra da 5 dakika yürüyüş.Ve bir şaşkınlık..Tüm dünyadaki IKEA'ların içi aynıymış arkadaşlar. Çikolatalı keklerin yeri bile aynı..Bir an İstanbul'dayım sandım.Küreselleşme bu olsa gerek..Dondurulmuş yemekler ve dünyanın yeryerinde tıpatıp IKEA evleri..Mikrowave yaşamlara hoşgeldiniz..

3 yorum:

Adsız dedi ki...

"...ama naçizane farkettiğim mesafe ruhunuzda yarattığı..Belki çok daha sağlıklı ama daha az dokunan insanlar gibi geldi bana.."
işte bu bir türk sarılıp dokunamadığı bir ruhla ne yapar herkes "birey" o yüzdendir ki avrupalı günlük tutar türk ev gezmesine çıkar,
avrupalı kendi hakkı için savaşır ve demokrasiyi icad eder türk toplum veya onu birarada tutacak olgular için savaşır yeni bir devlet icad eder :) [bakın tarihte yıkılan-kurulan veya yönetiminde rol alınan devletler]
avrupalı bireyselliğinden intahar eder türk kafasını bozanı keser (avrupaya göç eden vatandaşlarımızdan ve tv yayınlarının enpozesinden sonra bu değişmiş olabilir) :)
bireysel sağlık-hijyen için avrupalının "gıdaya ve ruha yaptığı" hijyen ambalaj, toplumsal akıl sağlığı için (başka bedelleri olsa da) zararlıdır

Adsız dedi ki...

bu cümleler beni korkutmaya başladı didemciiim:))) sanki dövüş kulübünde edvard norton'un filmin başında -aslında tüm hikayesinin başında- takıldığı noktalara takılmaya başlamışsın gibi geldi.
Sorgulamayla iyi bir noktaya varamayacağımızın ipuçlarını gördüm gibi oldu:))
Hayır hayır tamamen şaka. biliyorum bu sorgulamalar normal ! di mi! (nasıl da tereddütteyim ama) Yaşı yazısı benzemesin edvard norton da böyle böyle başladıydı sorgulamaya...
zaten filmin sonunda edvard norton'un durumu malum:))) sorgulamadan uzaklaşman dileğiyle gözlerinden öperim. Hahaa:) sevgiyle kal, hoşçakal...

Adsız dedi ki...

merhaba tatlım,yazını şu an okuyabildim ancak ve yemek konusunun aslında ne kadar önemli olduğunu hatırladım.Yurt dışında olduğum anlarda en büyük sıkıntım yemek konusu benim.Ve seninle aynı tepkileri veriyorum ben de.ikimiz de mutfakta olmayı ve yemek yapmayı seven insanlarız o yüzden de ülkemizin kültürünü arıyoruz.Domates seçmek,kesmece karpuz almak,kavunu eleyerek ve koklayarak test etmek,peynir,zeytini tadına bakarak seçmek,onca düzenin içinde yaşayan insanlara nekadar da tuhaf gelir herhalde......Ben ingiltereden döndüğümde 10 kg.almış haldeydim aman dikkat diyorum.sevinç