6 Haziran 2009 Cumartesi

SPA

Belçika'da sevindiğim nadir konulardan biri ,beklemediğim zamanlarda karşıma çıkan dini bayramlar.Bu sayede Pazartesi ya da Cuma'dan tatil yapıp ismine (Uzun haftasonu) diyorlar. Arjantin'de de vardı. Orada vakit benim için aktığından ,konuyu bu derece önemsememiştim. Burada ise bana kalan her fırsatı değerlendirip ,uzaklara gittim.Biraz seyahat ettim. Nereye mi ? Spa 'ya..

SPA'YA YOLCULUK

Spa ismiyle Brüksel'de ilk olarak pet şişe sularda karşılaştım. Buradaki çeşitli markalar içinde bizim damak tadımıza en uygun marka bu. 6 lı pet şişelerde hemen hemen her hafta yüklenip taşıdığım suyun kaynağı da meğer Spa denilen yerde imiş. Yani şu meşhur spa tatillerinin orjinal mekanı burası arkadaşlar.Yüzyıllardır şifalı suları ile insanların derdine derman olmuş.İçinde termal tesislerin olduğunu da okuyunca, trene atlayıp gittim.Spa'ya Verviers üzerinden gidiliyor. 1 saat 20 dakika yol gidip sonra Verviers de 20 dakikalık başka bir trene biniyorsunuz

TERMAL TESİSLER

Tren istasyonundan yaklaşık 5 dakikalık bir yürüyüş sizi kasabanın merkezine getiriyor.Tam karşıda teleferikler sizi tepeye termal tesislere taşıyor.Yine kılavuz kitabımın rehberliğinde elimle koymuş gibi buldum.Termal tesislerde 2 seçenek var,ya 3 saat kalıp 17 avro ya da tüm gün için 27 avro veriyorsunuz. Tesisin içinde gayet şık ,merkezi Paris'te olan,bir güzellik ve masaj merkezi var. Meğer günler öncesinden randevu almak gerekiyormuş. Ben ise tüm şirinliğimle uzun yoldan geldiğimi , durumu bilmediğimi söyledim.İşe yaradı !! Sırt masajı için yer buldular!! Aslında biraz pahalıydı. 40 avroymuş. Özetle önce sırt masajı sonra da 3 saat havuz fişimi alıp içeri girdim.

MASAJ VE TERAPİ ZAMANI

Burada size bir jeton veriyorlar. Jeton eşyalarınızı koyacağınız güvenli dolapların kapağına monte oluyor.Kilitlediğinizde ,ortasında plastik jetonu taşıyan plastikten bir bileziğe sahip oluyorsunuz. Ve tüm gün boyunca bu plastik bileziğiniz size her kapıyı açıyor.Eşyalarımı kilitledikten sonra sırt masajı seansıma yetiştim. Zaten sorunlu olan sırt bölgem için harika oldu. Arada sırada insanın kendine böyle hediyeler vermesi şart arkadaşlar.Neyse yarım saat süren masajın ardından başladım dolaşmaya. Bu güzellik merkezini saymazsak,termal tesiste havuzların dışında hamam ve sauna bölümleri var.Fakat tam tatamatıyla ,yani ılık ve soğuk su havuzları da var. Bir de bu memlekette ,sauna ortamında ,insanlar pek mayo kullanmıyorlar. İnsanları her an çıplak görebiliyorsunuz.Yaşlı başlı kadın erkek farketmeden saunadan karşınıza çıkıveriyorlar. Kimsenin kimseyle ilgilenmediğini söylemeliyim.Biz alışmamışız,önce bir şaşkınlık oluyor tabi.Neyse gelelim etrafı gezerken bulduğum yeni keşfime..

WOODLIGHT VE MUTLULUK VEREN NEGATİF İYONLAR

Sauna bölümünün hemen dışında bir oda dikkatimi çekti. Üzerinde Woodlight ile Rahatlama Odası yazıyordu.Kapıyı açtığımda, burnuma çok çok hafif dinlendirici bir koku,çok hafif çalan su damlaması sesi gibi bir melodi ve kapkaranlık bir oda çıktı. Duvarları tamamen siyah olan odanın tepesinde mor renkli florasan lambalar vardı. Ve mor ışık ,hani bazı diskolardaki gibi ,sadece üzerinizdeki beyaz tonları algıladığı için ,sadece insanların üzerindeki beyaz havlular parlıyordu. İçeridekiler tahta şezlonglarda öylece uzanmıştı. Ben de sessizce içeri süzülüp öyle yaptım. Fakat bir süre sonra kendimi tarif edemeyeceğim kadar rahatlamış ve huzurlu hissettim. Meğer bu oda ,sauna sonrası yapılan bir dinlenme seansıymış. Ve (woodlight)denilen bu ışıktan odaya negatif iyon veriliyormuş. Negatif iyon ağaçların,rüzgarın ,dalgaların taşıdığı ,ürettiği bir akım. Havayı temizliyor , astıma ,başağrısına, yorgunluğa iyi geliyor.Her an hayatımızda olan televizyon , bilgisayar ekranları bu negatif iyonları emdiği için kendimizi gergin ,yorgun,sinirli hissediyoruz. İnanın ne olduğunu bilmeden kaldığım 20 dakika boyunca negatif iyonların faydasını ruhumda birebir hissettim. Hatta bulsam da eve portatif bir oda kursam bile dedim ! (ne kolaycıyız değil mi? çık dağlara bayırlara nefes al değil mi? yok..kolayı nerede ise,biz orada.. haha)

TERMAL HAVUZLAR

Sonra kendimi termal havuzlara bıraktım. Aslında buraya gelirken korkum fazla kalabalık olması ve ortamdan rahatsızlık duymamdı. Ben öyle termal havuz tipi de değilimdir. Yalova termal tesislerine de hayatımda bir kez gidip ,onda da otel odasının küvetini kullanmıştık. Özetle, suya atlayan çocuklardan,bağırıp çağıran insan kalabalıklarından çekindim. Oysa başka bir memlekette olduğumu unutmuşum. Herkes kendi halinde ,kimsenin kimseyle ilgisi olmayan sakin ,dingin, harika bir gün geçirdim. Su terapisi bana çok iyi geldi. Dışarıdaki havuza gitmek için,-saçlarım ıslak ,acaba üşürmüyüm ? diye korktum ama ,meğer dış havuzun suyu daha da sıcakmış.Bayıldım.

INFRARED (ENFRARÜJ) IŞIKLARI

Efendim tam gidecektim ki,bu sefer turuncu florasan ışıkların altında yatan insanlar gözüme çarptı. Yanyana sıralı şezlonglar ve tam tepelerinde lambalar düşünün.Düğmeye basıp florasanı yakıp altına yatıyorsunuz. Ben de öyle yaptım. Bunlar infared(enfrarüj) yani kızıl ötesi ışınlarıymış.Enfrarüj ışınları güneşin doğuşu ve batışı sırasında net olarak görülebilen ışıklardan. İnfraredin (enfrarüjün) tedavi amaçlı olarak kullanımı M.Ö. 300'lü yıllara dayanıyor.Toksinlerin atılmasında faydalı ,ciddi olmayan iltihapların tedavisinde etkili ,sünizit ve selülite de iyi geliyor. Burada ilginç olan, bu coğrafyadaki insanların herşeyi en faydacı şekilde kullanma çabaları. Bu arada ben de hiçbirinden eksik kalmıyorum farkındaysanız.:)) Neyse enfrarüj seansımdan sonra termal tesislere veda ettim.

SPA

SPA kelimesinin kaynağı hakkında rivayet muhtelif. Kelime Latince (Sanitas per aqua) ya da ( Salus Per Aquam) yani Sudan Gelen Sağlık anlamına geliyor .Spa Avrupa'nın en eski şifa merkeziymiş.Zamanla tüm kaplıcaları tanımlayan bir kelime haline geldiğini iddia edenler var.16.yüzyılda yörede bir termal tesis kurulmuş.18. yüzyılda ise burası tüm Avrupa aristokrasisi ve entellektüelleri için uğrak yeri olmuş.Rus çarı 2. Joseph'ten Viktor Hugo'ya kadar pek çok ziyaretçisi olmuş.19. yüzyılda eski şöhretini yitirmiş,ta ki mevcut termal tesisler açılana kadar.

FORMULA 1-GRAND PRIX

Spa son yılllarda Formula 1 tutkunlarının da uğrak yeri . Eylül ayının ortasında Grand Prix yarışları burada yapılıyormuş.Parkura gidip görmek gibi bir merakım olmadı tahmin edersiniz.

DUNYADAKİ ILK CASINO

Spa aynı zamanda dünyadaki ilk casinonun açıldığı yermiş !! Aslında içeri girip bakmak vardı ama termal havuz sonrası bu derece pozitif enerji yüklenmişken ,bir anda yokolup gitmesini istemedim. Oldum olası casinolar bana havasında insan egosu solunan gergin mekanlar hissini verir.Neyse, bendeniz ise, minik gezi trenine binip etrafı gezmeyi tercih ettim. Valonya bölgesindeki bu kasaba etrafında, hem geçmişten kalan varlıklı köşkler ,hem de günümüzde insanların haftasonunu geçirdikleri tatil evleri bulunuyor. Yeşil güzel bir bölge.Kırk dakikalık minik turun ardından dönüş vakti geldi Bu şifalı kasabaya veda edip, kent yaşantıma geri döndüm.

Hiç yorum yok: