9 Mayıs 2009 Cumartesi


Yıllar önce karatahta önünde sözlüye kalktığımda aynı soğuk terleri dökmüştüm...Acaba öğretmen bildiğim yerden mi soracak ? Bu sefer karatahta yerine beyaz bir duvarın önünde bir küçük stüdyoda otomatik bir kameraya bakarak aynı soğuk terleri döktüm.Acaba öğretmen bildiğim yerden mi soracak? Bu sefer hem öğretmen herkesçe tanıdık hem de sözlüyü izleyenler haddinden fazlaydı !!
TRT TURK AÇILIŞI
Yaklaşık 6 aydır TRT INT kanalını yeni bir anlayış içerisinde TRT TURK kanalına dönüştürmek için çalışmalar sürüyor. Hatta bu çalışmaları göstermek için TRT'nin dış bürolarında çalışanlar olarak bizlere de geçen ay 2 günü Ankara 1 günü de İstanbul olmak üzere hızlı bir hizmet içi turu düzenlediler.Açılışın Mayıs başında olduğunu söylemişlerdi. Bu hafta başında aradıklarında açılışın 8 Mayıs'ta olacağı ve bürolarla bağlantılar yapılacağı söylendi..Sonra da arayan soran olmadı. Bendeniz herzamanki işgüzarlığımla 7 mayıs günü kanalı arayıp bağlantıda ne istediklerini sordum,özel bir format var mıydı,bizden özel birşeyler istenecek miydi? Ve orada bana söylenen şu oldu. Açılış akşamı Başbakan 3 merkezle görüşecek,bu 3 yerden biri de Brüksel olacak!! Nasıl yani? Bunu şimdi mi söylüyorsunuz dedim? Yani aramasam kimse arayıp söylemeyecek miydi? Acaba süpriz olsun diye mi düşünmüşlerdi? Amacımız açılışı doğru yansıtmak değil mi,daha önceden haber vermeniz gerekmez mi dedim..Dedim ama açılış telaşı ile karşı tarafın durumu da telefona yansıyordu ,belki de en başta söylenmesi gerekenler bu yüzden arada unutuluyordu. Özetle ,tesadüfen öğrendiğim kadarıyla,bir gece sonra yayında Başbakanla konuşacaktım..!!!!
BİLİNMEZLİK KORKUSU
Ertesi gün bir donukluk aldı beni.. hep böyle olur..Yazmam gereken önemli bir metin,ya da okumam gereken önemli bir rapor varsa ,bazen son ana kadar kanım donarcasına beklerim . Hava kararır,herkes yatar,ben anlamsızca etrafa bakmayı kahve içmeyi dergi karıştırmayı sürdürürüm. O zaman gelmemiştir daha. İçim demlenmemiştir yeterince. Sonra bir vakit, gecenin 03 ünde mesela, oturur çalışmaya başlarım. Garip bir konsantrasyon halidir .Aynısı oldu. Bu bağlantı fikrinden öyle ürktüm ki beynimden uzun süre uzaklaştırdım.Belki de ne olacağını bilememekti endişem.Özetle saatler ilerliyordu..
ÇATI SÜPRİZİ
Yayına 1 saat kala başka bir program için büroya bir konuk davetliydi. Ben de açılışa az zaman kaldı diye kıyafetimi giyip makyajımı yapıp beklemeye başladım. Konukla yukarıdaki stüdyoya çıktığımızda beni kötü bir süpriz bekliyordu. Dediler ki bu yayını çatıdan yapacağız!! Çatı mı? Bu havada? O da nereden çıktı? Demezler mi TRT istedi diye? Nasıl olur diyemeden çatıdaki stand up noktasına çıktık. Ama ne çıkış.. Resmen gemici merdiveni gibi bir merdivenden yukarı tırmanıyorsun. Hadi çıktık,bant yayın da başladı ama beni aldı bir telaş.. 1 saat sonraki yayında aynı yerden olursa ben çatıda nasıl duracağım? Zaten üzerimde incecik bir bluz.Saçlarım zaten sürat motorunda gibi savruluyor. Hava en fazla 10 derece.. O sırada yayını yapan yabancı kameraman demez mi genellikle Ruslar buradan yayını tercih ediyor diye.. Adamlar tercih eder tabi,alışıklar buz gibi havaya. Kameramana (Biz Akdenizliyiz dedim..Üşüyoruz ) Yaşananlar şaka olmalıydı.. Hemen bir kenara çekilip ve çatıdan düşmeden (haha)Ankara'yı aradım. Bir sonraki yayını stüdyoya almalarını istedim.Aksi halde yayın sırasında uçacağımı ve beni son kez göreceklerini de ekledim..Neyse kaza ucuz atlatıldı, kısa süre sonra yayını stüdyoya değiştirdiler.Ama tabi o gemici merdivenlerinden gerisin geri inmek gerekti.
YAYIN HEYECANI
Konuğu uğurladıktan sonra odaya geldim,televizyonu açtım.TRT TURK canlı yayınında tören başlamıştı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kapıdan girişini gördüm ki telefonum çaldı. Erken bağlanabilir hemen stüdyoya git dediler. Paldır küldür yukarı stüdyoya çıktım,teknik hazırlıklar yapıldı. Bu noktadan sonra yayını izlemem mümkün değildi. Sadece kulaklıktan dinleyebilecektim. Artık küçük bir odada ,beyaz bir duvarın önünde duruyordum. Ekrandaki bayraklı görüntü bluebox sistemiyle konuldu.Ben sadece otomatik bir kameraya doğru bakarak kulaklıktan duyduklarımla olanları anlamaya çalışıyordum.Derken, kulağımda ismimin anons edildiğini duydum ve ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın'' İyi akşamlar Didem hanım'' sesini..Yıllardır onlarca yayına çıktım,devlet başkanlarıyla onlarca röportaj yaptım,ama bu sefer çok gerildim..Aynen karatahta önünde sözlüye kalkmış gibi hissettim.Acaba Başbakan bildiğim yerden mi soracaktı? :))
İşte devamı bugünkü gazetelerden...
----------------------------------
TÜRKİYE'NİN AB SÜRECİ
Daha sonra, kanalın Brüksel muhabiri Didem Vardar ile görüşen Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) süreciyle ilgili gelişmelerin nasıl olduğunu sordu.
Vardar, AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn'in yaptığı bir açıklamada, ''Türkiye'li bir AB'nin büyük medeniyetlerin köprüsü haline gelebileceğini'' söylediğini belirtti.
Brüksel'de 9 Mayıs'ın ''Avrupa Günü'' olarak kutlandığını hatırlatarak, Ankara'dan bir açıklama geldiğini ve ''Biz 2013'te artık aday ülke olarak kutlamak istemiyoruz'' dendiğini ifade eden Vardar, Başbakan Erdoğan'a, ''Siz bu konuda neler söyleyeceksiniz?'' diye sordu.
Başbakan Erdoğan da şu yanıtı verdi:
''2013 haberini vermeniz sebebiyle, arkadaşlarımın bu heyecanla, bu duygu içerisinde çalışmaları sebebiyle kendilerini kutluyorum. Her an AB'ye girmenin hazırlığı, heyecanı içerisindeyiz. Dersimizi ona göre çalışıyoruz. İnanıyorum ki belki 2013'ten daha kısa zamanda da olabilir, ama biliyorsunuz karar vericiler bizler değiliz. Müzakere süreci içerisindeyiz. Fasılları gerçekten aslanın midesinden sökerek çıkartıyoruz. Bundan sonra da bu şekilde çıkartmaya devam edeceğiz. Çalışıyoruz, kararlıyız. Zaten AB'ye girmiş şu anda 5 milyon Türk var. Bunu da ayrıca buradan duyurmak istiyorum. Ben müjdeniz için teşekkür ediyorum.''
-----------------------------------------------
Evet aynen bunlar yaşandı.. Ben salonda olanları göremesem de ekrana bakarak Başbakanı dinledim.Ekrana yansıyan bir aksilik olmadı Allahtan.Ama ekran gerisinde görülmeyen benim heyecanımdı.Çok sakin görünsem de öyle kastım ki kendimi ,sırtımın ağrısı halen geçmedi :)))
P:S : Yayını izlemek isteyenler için:

4 yorum:

Canan Şanlı Tatyosyan dedi ki...

:))) yeniden merhaba:))) nasıl da özlemişim. Yazılara ara verme mazeretini elbette geçerli buluyorum, biran önce yine kavuşmanızı diliyorum. bu yazıya gelince:))) süperrrrr:))) foto daha da güzel. hikayesini dinleyince iyice bir tadından yenmiyor:))) henüz izleyemedim ama evdeki bilgisayardan mutlaka izleyeceğim.(malum trt bilgisayarlarının çoğunda görüntüsel şeylerden mahrum kalıyoruz, sen çırağan'da başbakanla konuşuyor taze taze haber veriyor, bunun karşılığında teşekkür alıyorsun ama bizler eğer evde seyredemediysek burada tekrarını göremiyoruz:)))) Didemciim heralde önünde daha da yoğun günler var ama bize de bir nefes alma hakkı ver ve yazılara bu kadar ara verme. seni çook öpüyorum, çook tebrik ediyorum. Seninle gurur duyuyorum. Kendine iyi bak.

Şengül Samancı dedi ki...

Seni televizyonda görür görmez koşup bana haber veren annem sayesinde canlı canlı izledim söz konusu durumu, gerçekten de gayet başarılıydın. Seninle her zamanki gibi gurur duyduk. Böylece yüzünü de görmüş olduk.. trt-türk de hayırlı olsun diyelim bari:)

Adsız dedi ki...

AB-Bovvv!!!
Bizim kız menşur olmuş...
Ben bir salon dolusu gencin birbirine bağira bağıra vuruyormuş gibi yaptığı ve bizimkilerin 3 altın, 1 gümüş, 4 bronz toplam 8 madalya aldığı
(_ki bir bronz esasen altın dı...) 30 saatlik şampiyona sırasında bizim Didem trt'nin yüzü olmuş... :)
Ama daha çok "DİDEM-TÜRK" olmuş. O ne güzel "LOGO" öyle...
Beğendim.
Düşünsene mikrofonda da didemin resmi ve Türk yazısı aynı turkuaz çercevede :)
Hem düşünsenize her muhabirde bu böyle olsa logolar daha uzun ömürlü olur... ;):)
Şaka bir yana çok hoşuma gitti, hatta bloğun sayfasını yavaşça aşşağı indirirken KOCCAAAMAN Didem ile başbakanı görünce yüzlerce yıllık Anadoluluğum bir anda genlerimden sıyrılarak AB-Bovvv!!! olarak dile geldi :)
Ne kadar bu işi yaparsan yap babasıyla oğluyla buşları, hilari'si bil'i klintınları ile ABD başkanlarını Karzayisi Özal'ı Demirel'i Sezer'î Gül'ü görsende konuşsanda eyleme, olaya, saldırılara katılsan da [gözlemci olarak :)] demek hâlâ beni anlık heyecanlara sürükleyen birşeyler var :)
Bu arada bizim kurumun hâlâ dualarla ve kulaklarına fısıldanmış bilinçli kişilerin "işgüzarlığı" ile ayakta durduğuna olan inancımı tazeledin sağol :(


Dur bir de yayını izleyelim... :)

Adsız dedi ki...

Biz ailecek izledik, şahaneydi. bi de başbakana soru sorunca şahane oldu!
Gönül