Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı ekibine dahil olarak Paris'teki Türk mevsimi etkinliklerini izledim.Durmadan koşturmayla geçti.Çok yoruldum.Üzerine Brüksel'de ilerleme raporu açıklandı.Neredeyse hersabah 05te kalktım.Gözlerimin altına mor halkalar çöktü .Herşey biryana Paris'i yeniden görmek güzeldi..
19 Ekim 2009 Pazartesi
5 Ekim 2009 Pazartesi
LEUVEN
BRUKSEL MARATONU
NEREDEN NEREYE
Eftaling'den Brüksel dönüşü tren Tilburg'da 45 dakika rötar yaptı. İstasyonda bir lokma yemek yiyecek açık bir lokanta ya da büfe yoktu. Belçika'ya yaklaştıkça dükkanlara saat 18 den sonra kilit vurma hali sirayet ediyor olsa gerek..(haha)Ne yapalım , istasyondan çıkıp , tam karşıda bulunan otelin restaurantını denedik.Saat daha 21.00 civarıydı ama maalesef onun da mutfağı kapalı çıktı.!!Bari gelmişken otelin temiz tuvalete gidelim diyerek ,lobideki tuvalete girdik. Ve koridordaki duvarda bizi bu afiş karşıladı ,iyi mi? Orient Ekspres afişi. Ne alaka anlamadık. İnsanın karşısına nerede ne çıkacağı belli olmuyor. Hemen önünde iki poz fotoğraf çekildik. :))
4 Ekim 2009 Pazar
EFTALING - BIR MASAL DIYARI
Disneyland'a gitmemiş biri olarak bu masal parkından fazlasıyla zevk aldım.Haftasonu Hollanda'da olacağımı duyan arkadaşlarım Evren ve Suat Pazar gününü Eftaling'te geçirmeyi teklif ettiler. Amsterdam'a ve Brüksel'e yaklaşık birbuçuk saat mesafedeki bu eğlence parkına gitmek üzere tam ortada Tilburg denilen şehirde buluştuk.Daha sonra belediye otobüsüyle parka gittik.Ortaçağ masallarını andıran mimarisi ve dev kapısıyla daha girmeden sizi içine çeken bir havası vardı.
TÜRÜNÜN İLK ÖRNEĞİ
Efendim Eftaling dünyadaki eğlence parkları arasında bir ilk.1952 yılında açılmış.Hatta Disneyland'dan tam 2 yıl önce açıldığı için onun da fikir babası olduğu şeklinde rivayetler var. Öyle bile olsa,tabi günümüzde boynuz kulağı fersah fersah geçmiş durumda.Yine de Eftaling ,kendine has bir duruşa sahip. Belki Disneyland gibi görsel ve teknolojik üstünlüğe sahip bir yer değil.Ama çok masalsı bir yer olduğunu söyleyebilirim.Doğal bir park alanı içinde çeşitli köşelerde karşınıza masal kahramanları çıkıyor.Herbiri çocukluğumuzda bildiğimiz kahramanlar. Külkedisi, Rapuntzel, Kırmızı Başlıklı Kız,Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler hepsi orada.Kimi zaman raylar üzerinde bir trenle ,kimi zaman havaya asılı teleferikle aralarında geziyorsunuz. Ya da bir camekanın ardından bu masallar gözlerinizin önünde canlanıyor.Ticaretten uzak ,basit mekanik olarak hareket eden kuklalar sizi alıp çocukluğunuza götürüyor. Hele hava yavaştan kararmaya başlarken ağaçların arasında karşınıza çıkmaları büyüleyici. Ben hepsini çok sevdim.Doğumgünüm için harika bir hediye oldu.Parkı kapanana kadar gezdik. Ne varsa içine girip fotoğraf çektik. Özellikle çocuklara masalları öğretmek için harika bir mekan olduğunu düşünüyorum.Bu arada ,önemli bir yarıntı :parkta sadece giriş ücreti vardı,gezdiğiniz ya da katıldığınız etkinliklere para vermiyorsunuz.