29 Temmuz 2008 Salı
OPALİN MERAKI
28 Temmuz 2008 Pazartesi
ILK RESMI ZIYARETLER
26 Temmuz 2008 Cumartesi
SİGORTALAR ATTI
yok şalterlerim atmadi merak etmeyin.. dairenin tüm elektrigi gitti..elektrikli firini acmamla paaat diye bir ses gelmesi bir oldu.. muhtemelen fazla yükleme oldugundan karanlikta kaldim.. ancak bugün Cumartesi.. bu durumlar icin bir basvuru telefonu var.. (bir de altinda not ekli.. eger fuzuli mesgul ederseniz her saat icin 50 avro ceza ödersiniz.. sanirim millet icip icip rahatsiz etmesin diye.. neyse benimki gercek bir problemdi..) ancak telefon acilmadi.. yaklasik 15 dakika süre verdikten sonra hemen gazeteci damarım kabardi.. daireyi kiralayan Tom isimli cocugun karti vardi.. hemen aradim dedim kusura bakma ama buzdolabi eriyor,sizin acil durum sorumlusuna ulasamadim.. Benden sigorta kutusundaki şalterleri kaldirmami istedi.. Aslinda ben de yapacaktim ama burası Avrupa sonra neden elledin diye ceza ödersin neme lazım..Ancak benim sigorta ana şalterden atmış belli..10 dakika gecmedi sorumlu adam beni aradı.. Dedi ki eksi birinci kata inin,sigorta kutusu orada bir yerde; sizin butonu yukarı kaldirin..Olmazsa ararsınız..Dedi de; asagi indim şalterler nerede? Bir kapıyı actim devami iyice karanlık; kapattım.. Bir diğeri acilmadi.. Park etmis arabalar arasında şalter arıyorum.. Derken bir bina sakini kız otoparka girdi.. Dedim ki-bana şalterleri göster.. Hemen yardım etti.. Zaten bir tek benimki aşagiya düsük bakiyordu.. Hem ayrıca çamaşır makinasının yerini de öğrendim... 4 avroya çamaşır ;50 cente kurutma makinası çalışıyormuş.Bunun dışında ise günüm iyi geçti..Kameraman Yücel ve eşi Elif bana etrafı gezdirdiler.. Ancak sabah sağanak yağmura yakalandık..Sonrası güneş açınca keyfim de yerine geldi..
25 Temmuz 2008 Cuma
ORTAKÖY'DE KUMPİR..BRÜKSEL'DE MIDYE...
CANIM ARKADASLARIM KULAKLARINIZI CINLATTIM!!
Bir haftadir bana afakanlar basinca bu aksam biraz disariya cikmayi dünden aklima koymustum..İsten cikip spor ayakkabilarimi giyip önce metroya indim. Kendime ilk etapta 5 seferlik kart aldim..Kartin her seferi neredeyse tüm toplu tasim araçlarinda 1 saat için gecerli..Neyse iki hat degistirip ismini sevgili Canan'dan duydugum farkli bir semte gittim.. cevremizi taniyalim gezisi..Caddenin ismi LOUISE ..Upuzuuun bir caddede ardi ardina magazalar dizili. Yürüken karsima ne cikti?? ''Le Pain Quotidien'' Sevgili Ozlem'le en son Kanyon'da oturup kahve keyfi yapmistik.. Hoop hemen iceri daldim..Üfürüktü.. Kanyon'daki bin basar..Belki buradaki diger şubelerini test etmem gerekecek.. Neyse yürüye yürüye bütün caddeyi gectim..Biraz da semti ve evleri görmüs oldum.. Vaktim oldukca böyle sondaj yapmam şart.. Sonra caddenin sonundan tramvaya bindim.. Dogruuu Grand Markete.. En turistik bölgeye geldim..
TURİST DIDEM
Gecen Cumartesi TRT ekibi ile dolastigim icin bölgeye gözüm aşinaydı..Tramvaydan inince biraz aşagiya alana yürüdüm.. Ardi ardina cikolata magazalari,dantel satan magazalar; waffle (hani su Anadolu kavaginda yapılan tatli) dükkanlari sizi karsiliyor... sürekli patates kizartmasi yiyen ;bira icen veya dondurma yalayan insanlar yaninizdan geciyor.. Kalabaliktan başinizi alip tepeye baktiginizda binalarin ihtişami ve mimari detaylari sizi başka bir dunyaya goturuyor.. Prag benzeri bozulmamis yanyana yüzlerce yillik binalarin arasından yürüyorsunuz..Ancak Pragdaki o büyülü atmosfer burada y o k gibi.. burada herkes daha hızlı belki hersey biraz daha karikatürize olmus..Dunyaca ünlü karikatür kahramanlarinin anavatani ya belki de ondandir..
MEYDANA HAKİM KÖŞE
Efendim etrafta bir hayli dolastiktan sonra önce Sevgili Gönül'ün önerdigi ''Chez Leon'' restaurantinin önüne geldim..Nevizade benzeri dar sokakta masalar ve ardi ardina midye ve paella lokantalari var..Ancak Chez Leon tiklim tiklimdi.. İceride bir basima oturmak da cazip gelmedi..Bunun üzerine akil hocam kitabima baktim.. meydanda bir restauranti öneriyordu..Gittigimde o da doluydu.. Ancak tam yanında bir baska restaurantta bos masa oldugunu gördüm.. Ve meydanin tam kosesine kuruldum..Biliyordum ki en lezzetli midyeyi yemeyecektim ve muhtemelen kazik yiyecektim ama burada oturdugum sandalyenin kirasi buydu.. Nasil olsa sonra daha lezzetli ve daha az turistik mekanlarda daha leziz yemek örneklerini tadacagima emindim.. Bu gece Turist Didem gecesiydi ve hakkını vermek lazimdi.
MİDYE VE PATATES KIZARTMASI ..
Nedir bu kadar meşhur olan deneyelim görelim dedim..Siyah kocaman bir tencerede kabuklarıyla birlikte ;özel sosları içinde isteginize uygun pisirilmis; midyeler kızarmis patates ile servis yapiliyor.. olay bundan ibaret..Midyeler Kuzey denizinden sanayi atıklarindan uzak midye ciftliklerinden geliyormus..Bir cok farklı soslu isteyebiliyorsunuz..Ben sarmisak soslu istedim.. yarım kilo kabuklu midye kereviz sapı maydanoz ve sogan dogranmis bir su icinde önüme geldi.. İlk midyeyi catalinizla yiyorsunuz..Sonrası içi boşalan midye; ikiye ayrilmadan ;cimbiz misali ; tutularak digerleri yeniyor. Yanında baska minik kapta ise kızarmis patates..ancaaak hersey bitip de dipteki suya kasik salladigizda iş biraz değişiyor.. Midye sarmisak kereviz sapı ve maydonoz karisimi sanki iskembe corbasi gibi mayhoş bir lezzet veriyor.. Afiyetle iciyorsunuz.. Tencerenin kapagi ise kabuklar icin cöp sepeti oluyor..Özetle buna dev deniz cekirdeklerini citlemek gibi diyelim...(haha) bir süre yemek ve siz terapi yapabilirsiniz...Bir de bunn üzerine telefonum caldi..arayan Sevgili Berrin'di..Bir de üzerine bir dost sohbeti.. Daha ne olsun..